🎶 Muazzez Abacı’nın Yaşamı, Sanat Hayatı ve Ebedi Mirası
Türk sanat müziğinin o eşsiz, güçlü ve duygusal sesi… Muazzez Abacı, nağmeleriyle gönüllere taht kuran, makamların efendisi bir divaydı. Ankara’nın mütevazı sokaklarından gazino sahnelerine, oradan dünya çapındaki hayranlarına uzanan yolculuğu, tam 78 yıl sürdü. Ne yazık ki, 12 Kasım 2025’te, tam doğum gününde, ABD’de kızı Saba’yı ziyareti sırasında geçirdiği kalp krizi sonrası aramızdan ayrıldı. Bu yazıda, onun hayat hikâyesini, sanat mücadelesini ve bıraktığı derin izleri, güncel kaynaklardan derleyerek anlatalım. Muazzez Abacı’yı unutmak mümkün mü? Hayır, çünkü sesi sonsuza dek yankılanacak.
Bu Makalede Neler Var?
👶 Doğum Yeri, Çocukluğu ve Erken Yıllar
Hicran Muazzez Abacı, 12 Kasım 1947 tarihinde Ankara’da doğdu. Babası Oktay Altıoklar’dı ve ailesi mütevazı bir hayat sürüyordu. Küçük yaşta babasını kaybeden Abacı, sanatla erken tanıştı. Henüz 5 yaşındayken, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’e sahnede şarkı söyleyerek dikkatleri üzerine çekti. Bu anekdot, onun doğal yeteneğinin ilk kanıtıydı.
Ankara Koleji’nde yatılı olarak ilkokul ve liseyi tamamladı. Çocukluğu, radyodan yayılan Türk sanat müziği nağmeleriyle geçti. Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi ustaların sesleri, küçük Muazzez’in hayallerini besledi. Ailesinin desteğiyle müzik tutkusu büyüdü; mahalle düğünlerinde, okul etkinliklerinde şarkı söylemeye başladı.
🎼 Müzik Eğitimi ve Profesyonel Başlangıç
Lise yıllarında müzik eğitimine ağırlık verdi. Ankara’da özel dersler aldı ve ud çalmayı öğrendi. İlk hocası, ud virtüözü Şerif İçli idi. İçli’nin rehberliğinde makam bilgisi, solfej ve şan teknikleri konusunda ustalaştı. Ankara Musiki Cemiyeti’nde Alaeddin Yavaşça gibi isimlerle tanıştı; cemiyet konserlerinde solistlik yaptı.
1966 yılında Ankara Radyosu’nun açtığı sınavı kazanarak profesyonel hayata adım attı. Bu, onun için bir dönüm noktasıydı. Radyoda ilk kaydı "Bir İhtimal Daha Var" oldu ve dinleyicilerden büyük övgü aldı. O dönem, Türk sanat müziğinin radyo üzerinden altın çağını yaşadığı yıllardı; Abacı, bu dalganın bir parçası haline geldi.
İlk Plak ve Yükseliş
1973’te ilk plağı "Bir Sen Kaldın İçimde" Kervan Plak etiketiyle yayımlandı. Bu eser, onu ulusal çapta ünlendirdi. Ardından plaklar peş peşe geldi: "Silemezler Gönlümden" (1973), "Akşam Dönüşü Geçtim" (1974). Bu erken başarılar, onun güçlü sesini ve duygusal yorumunu kanıtladı.
📻 Ankara Radyosu Dönemi
1966-1975 arası, Abacı’nın Ankara Radyosu’nda geçirdiği en verimli yıllardı. Haftada birkaç kez canlı yayınlarda şarkı söyledi; Sadettin Kaynak, Hacı Arif Bey ve Yusuf Nalkesen gibi bestecilerin eserlerini yorumladı. Radyo, onun sesini Türkiye’nin dört bir yanına taşıdı.
- Canlı Yayın Deneyimi: Her yayın, bir okul gibiydi; nefes kontrolü, sahne duruşu öğrendi.
- Repertuvar Genişlemesi: Yeni makamlar, yeni eserler repertuvarına eklendi.
- Düetler: Dönemin sanatçılarıyla yaptığı düetler, popülerliğini artırdı.
Bu dönemde, Ferdi Tayfur ile düet yaptığı "Gözleri Aşka Gülen" büyük yankı uyandırdı. Radyo yılları, Abacı’yı olgun bir sanatçıya dönüştürdü.
🌆 İstanbul Sahne Hayatı ve Gazino Yılları
1975’te İstanbul’a göçtü ve Maksim Gazinosu’nda sahneye çıktı. İlk gecesinde ayakta alkışlandı. Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi efsanelerle aynı sahneleri paylaştı. Gazino dönemi, onun “Vücut İkliminin Sultanı” lakabını kazandığı yıllardı.
1980’lere gelindiğinde, Türkiye’nin en çok dinlenen sanatçısıydı. Geceleri sahne, gündüzleri prova temposu yorucu olsa da, sesini korudu. Gazinoların renkli ama zorlu dünyasında, zarafeti ve gücüyle öne çıktı.
Zirve Yılları
1980’lerde cezaevinde tanıştığı Hasan Heybetli ile evlendi (1980-1983 ve 1989-1993). Bu evlilikler, özel hayatını gündeme taşırken, sanatını etkilemedi. Sahne repertuvarı, Yesari Asım Ersoy ve Müzeyyen Senar eserleriyle zenginleşti.
💿 Unutulmaz Eserleri ve Albümleri
Muazzez Abacı’nın diskografisi, Türk sanat müziğinin bir hazinesi. 30’dan fazla albüm, yüzlerce şarkı… İşte öne çıkanlar:
- "Vurgun" (1990 Albümü): Kariyerinin zirvesi; Cemal Safi sözlü başyapıt.
- "Şakayık" (1986): Duygusal hicaz yorumuyla ikonik.
- "Sensiz Saadet Neymiş" – Nihavend makamında hüzünlü bir klasik.
- "Kimseye Etmem Şikâyet" – Gecelerin vazgeçilmezi.
- "Geceler" – 1986 albümünden unutulmaz parça.
- "Bir Garip Yolcu" – Yolculuk temalı derin yorum.
- "Dertliyim Ruhuma Hicranını Sardım" – Hüzzam makamının incisi.
Albümleri: "Dönüş" (1978), "Yasemen" (1981), "Sevdiklerinizle" (1983), "Felek" (1989), "Sensiz Olmadı" (1991), "Efendim" (1992), "Hükümlüyüm" (2001), "Ajda Pekkan & Muazzez Abacı" (2014 Konser Albümü). Bu eserler, Spotify ve YouTube’da milyonlarca dinlenme aldı.
🏆 Ödüller, Unvanlar ve Etkisi
Kariyeri boyunca sayısız ödül kazandı. 1998’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisiyle Devlet Sanatçısı unvanına layık görüldü – bu, onun kültürel mirasa katkısının tesciliydi. Altın ve platin plaklar, TRT, Kral TV, Altın Kelebek’ten “Yılın Kadın Sanatçısı” ödülleri aldı.
- Altın Plak Ödülleri: 1980’ler ve 1990’larda birden fazla.
- Kültür Bakanlığı Onur Ödülü: 1998.
- Türk Musikisi Vakfı Ödülü: 2005.
Zeki Müren ile aynı sahneyi paylaşan tek kadın sanatçı olarak anıldı. Klasik Türk müziğini popülerleştirdi; genç nesillere miras bıraktı.
❤️ Özel Hayatı ve Aile
Abacı’nın özel hayatı, tutkulu ve çalkantılıydı. 18 yaşında polis memuru Abdurrahman Abacı ile evlendi (1965-1970); bu evlilikten 1969 doğumlu kızı Saba Abacı (doktor, New York’ta yaşıyor) dünyaya geldi. İkinci evliliği avukat Atilla Kurtbaş ile (1973-1975). Üçüncü evliliği kabadayı Hasan Heybetli ile (1980-1983 ve 1989-1993). Son evliliği Bulut Koraltürk ileydi; güncel medeni hali yalnızlık olarak biliniyor.
Hayvanseverdi; evinde kediler beslerdi. Kızı Saba ve torunu Sera ile sık görüşürdü. “Sanatım özel hayatımdır” der, mahremiyetini korurdu.
🌟 Son Yılları, Vefatı ve Mirası
2000’li yıllarda Türk sanat müziğindeki durgunluk nedeniyle sahnelerden çekildi (2002-2012 sessizlik). 2007’de “Hayalin İçin Söyle” programında jüriydi. 2014’te Ajda Pekkan ile konser verdi (albüm oldu); 2019’da Mustafa Keser ile sahne aldı. 2019’da ev kazası sonucu ayağını kırdı, ama toparlandı.
31 Ekim 2025’te kızı Saba’yı ziyarete gittiği ABD’de kalp krizi geçirdi. Anjiyo ve stent uygulandı, ama kontrast sıvı böbrek sorununa yol açtı; ciğerlerde su birikmesiyle yoğun bakıma alındı. 12 Kasım 2025’te, 78. doğum gününde, çoklu organ yetmezliğinden vefat etti. Menajeri Taner Budak duyurdu: “Sevgisi, güler yüzü ve güzel kalbiyle daima hatırlanacak.”
Vefat haberiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan taziye mesajı yayımladı: “Türk sanat müziğimizin usta sesi Muazzez Abacı’ya Allah’tan rahmet…” Ajda Pekkan, Nilüfer gibi isimler yasa boğuldu. Cenazesi İstanbul’da defnedildi. Mirası? Güçlü sesi, duygusal yorumuyla nesiller boyu sürecek. Türk müziği, onsuz eksik; ama şarkılarıyla dolup taşıyor.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
12 Kasım 2025’te, ABD’de kalp krizi sonrası anjiyo komplikasyonu (böbrek yetmezliği ve ciğerlerde su birikmesi) nedeniyle çoklu organ yetmezliğinden 78 yaşında vefat etti.
"Vurgun" (1990) albümü, kariyerinin zirvesi olarak kabul edilir. İçindeki başlık şarkı, milyonlarca dinlendi.
Bir kızı, Saba Abacı (1969 doğumlu, doktor) vardı. Torunu Sera ile sık görüşürdü.
1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisiyle Devlet Sanatçısı unvanı aldı.
2019’da Mustafa Keser ile konser verdi; 2014’te Ajda Pekkan düeti albümle taçlandı.
Yorum Gönder
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz