Virginia Woolf'un çocukluk ve eğitim hayatı
Hiç okula gitmedi ve evde eğitim gördü. Ailesinin İngiltere'nin önde gelen entelektüellerinden biri olması ve iyi eğitimli olması Virginia Woolf için büyük bir servetti. Annesi ve babası daha önce başkalarıyla evlenmiş ve dul kaldıktan sonra yeniden bir araya gelmişlerdi. Her ikisinin de ilk çiftten çocukları vardı. Sir Leslie Stephen'ın ilk karısı, ünlü romancı William Macepas Thackeray'ın kızıydı. Thackeray'ın eşi akıl hastası olduğu için Leslie Stephen'ın kızı Laura, büyükannesinin evine götürüldü ve yirmi yaşındayken bir akıl hastanesine kapatıldı.
Virginia'nın annesi Julia Duckworth ve Leslie Stephen'ın beş çocuğu vardı. Vanessa, Julian, Toby, Virginia ve Adrian. Virginia on üç yaşındayken annesi aniden öldü. O yıllarda kadınların arka planda kalması nedeniyle Woolf okula gönderilememiş, ancak babasının yardımıyla gelişmiştir.
Kız kardeşi Vanessa Bell henüz küçük yaşlardayken ressam, Virginia Woolf ise yazar olmaya karar verdi. Babasının kütüphanesinde büyüyen Virginia Woolf, kısa hikayelerini 1895'te bir gazetede yayınladı. Babası 1904'te öldüğünde, daha sonra Bloomsbury Group'un merkezi olacak olan Gordon Meydanı'ndaki bir eve taşındı. Leonard Woolf ile 1912'de evlendi ve birlikte 1917'de Hogarth Press'i kurdular.
Bloomsbury grubu, pek çok tanınmış edebi figür de dahil olmak üzere, seks hakkındaki liberal görüşleriyle tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu. Bu gruptaki çoğu eşcinsel ya da biseksüeldi. İnsanlar onları etik bir grup olarak görüyordu. Grupta John Maynard Keynes, EMF Forster, Roger Fry, Duncan Grant ve Lytton Strachey gibi ünlüler vardı.
The Curtain'i yazarken, artık yeteneğini kaybettiğini düşünecek kadar yetenekli hissetmiyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini yitirmesinin yarattığı stres, dehşet ve korku neticesinde ruhsal depresyona girdi ve 28 Mart 1941'de içinde bulunduğu duruma dayanamadı ve ceplerine taşlar doldurarak Ouse nehrine atlamış ve intihar etmiştir. Virginia Woolf arkasında iki intihar mektubu bıraktı. Biri kardeşi Vanessa Bell'e, diğeri kocası Leonard Wolf'a. İşte kocasına yazdığı o mektup;
Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941
Sevgilim, yine deliriyormuşum gibi hissediyorum. O korkunç anlara geriye bakamıyorum. Ve bu sefer iyileşmeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Konsantre olamıyorum. Bu yüzden en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum. Bana olabildiğince çok mutluluk verdin. Sen benim herşeyimdin Bu korkunç hastalık beni bulana kadar, bizim kadar mutlu olacak iki kişiyi daha hayal edemezdim. Artık savaşacak gücüm yok. Hayatını mahvettiğimi biliyorum ve orada olmazsam rahatça çalışabilirsin. Sen de görebilirsin. Bak, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Sana tüm mutluluğumu borçlu olduğumu söylemek istiyorum. Bana karşı her zaman sabırlı ve nazik davrandın. Demek istediğim, onları herkes tanıyor. Beni kurtarabilecek biri olsaydı, o kişi sen olurdun. Artık benim için bitti. Ben sadece sana iyilik yapabilirim Artık hayatını mahvedemem. Bizim gibi mutlu olacak iki kişi daha hayal edemiyorum."
Virginia Woolf' un yazarlık kariyeri
Virginia Woolf'un ilk kitabı The Voyage Out (Dışa Yolculuk), 1915'te yayınlandı. Bu kitabı yazmak uzun sürdü. Annesinin ölümünü ciddi anlamda ele alan bu kitap, aynı zamanda çok ilginç ve büyüleyici.
Gece ve Gündüz, Virginia Woolf'un ikinci romanıdır. Woolf'un 'bilinç akışı' tekniğini kullandığı daha sonraki modern deneysel romanlarına kıyasla, klasik gerçekçi bir üslupla yazılan bu eser, o dönemdeki ruh halini yansıtan olay örgüsü, gerçek mekan tasvirleri ve titizlikle tasvir edilen karakterleriyle dikkat çekiyor. Roman, I. Dünya Savaşı öncesi Londra'da geçiyor. Virginia Woolf,dönemin entelijansiyasını, fikirler ve ruh dünyasını esprili ama sıcak bir insan diliyle anlatır. Kadın hakları, sınıf farklılığı, aşk, evlilik ve özgürlük gibi konuları hayat ekseninde, karakterlerinin mücadeleleri, umutları ve acılarını tartışıyor. Gece ve Gündüz, Katharine, Mary ve Ralph'in gerçeğini ararken gördüğümüz gibi, modern insanın kaderi, bir başkasını anlama çabası hakkındader ve bilinç akışı tekniği kullanılarak yazılmış en önemli romanlardan biridir. Çocukluktan yaşlılığa kadar üç erkek ve üç kadının hayatlarının anlatıldığı bu kitapta dış dünya nesnel olarak değil, bireylerin iç dünyasına yansıdığı ölçüde tasvir ediliyor.
1929 "Kendine Ait Bir Oda", feminist hareket tarafından klasik bir kitap olarak kabul edilir. Kadın Hareketi'nin yayınladığı en önemli kitaplardan biri de "Kadın ve edebiyat temalı olan "Kendine Ait Bir Oda", Virginia Wolfe'un okuması en kolay kitabıdır.
Eserleri:
- Dışa Yolculuk (1915)
- Gece ve Gündüz (roman) (1919)
- Jacob'un Odası (1922)
- Mrs Dalloway (1925)
- Orlando: Bir Yaşamöyküsü (1928)
- Dalgalar (roman) (1931)
- Yıllar (1937)
- Kendine Ait Bir Oda (1929)
- Londra Manzaraları (1931)
- Flush, Bir Köpeğin Romanı (1933)
- Üç Gine (1938)
- Perde Arası (1941)
- Virginia Woolf'un Günlükleri
- Pazartesi ya da Salı (1921)
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz