Galata Kulesi, geçmişten günümüze...
Galata Kulesi, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde, Bereketzade mahallesi Galata bölgesinde yer almaktadır. Galata Kulesi, şehrin Avrupa yakasında inşa edilmiş ve Boğaz'a bakan Şişhane ile Karaköy arasında yer almaktadır. İstanbul'un simgelerinden biri olan Galata Kulesi, dünyanın en eski kulelerinden biridir. 528 yılında Bizans İmparatoru Anastasius tarafından fener kulesi olarak yaptırılan kuleyi bugünkü haline dönüştürenler 1400'lü yıllarda Galata'ya yerleşen Cenevizlilerdir. Cenevizlilerin amacı bölgelerini korumak limanlarındaki gemilerini kuleden kontrol etmektir.
Galata Kulesi, dünyanın en eski kulelerinden ve İstanbul'un
simgelerinden biri olarak kabul edilir. 2013 yılında UNESCO Dünya Miras
Listesi'ne katıldı. Galata Kulesi, İstanbul Silüeti'ndeki en önemli yapılardan
biridir ve uzun süredir Galata Yangın Kulesi olarak bilinen yangın gözetleme
kulesi olarak kullanılmıştır. Galata Kulesi ilk olarak 507-508 yıllarında Bizans
İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Cenevizliler 1348-49
döneminde şimdiki kuleyi yeniden inşa ettiler. Kule 1445 ile 1446 yılları arasında
boyu yükseltildi. 1500lü yıllarda meydana gelen depremde hasar görmüş ve mimar
Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır. III. Selim döneminde kule
onarıldıktan sonra kulenin üst katına bir pencere eklenmiştir. 1831'de kule
yeni bir yangına maruz kalır, II. Mahmut kulenin üzerinde iki kata daha
yükselir ve kulenin üst kısmı ünlü konik çatı kaplamasıyla kaplanır. Bina en
son 1967'de yenilenmiştir.
17. yüzyılda Hezârfen Ahmet Çelebi'nin uçuş testleri yaptığı
Galata Kulesi'nden, sırtına ahşap kanatlar takarak tamamladığı uçuşunu
Üsküdar'da tamamladıktan sonra kuleye
olan ilgi giderek artmıştır. Galata Kulesi moloz taş sistemle inşa edilmiştir. Dışı taş
örmedir. Girişteki yazıtta 16 satırlık övgü II. Mahmut döneminde yapıldığı için
adına yazıldığı sanılmaktadır. 17'nci yy.’da halka yangınların duyurulması ve gece yarısını
bildirmek için 'kös', yani davul çalındığı yer olarak Galata Kulesi
kullanılıyordu. Halk bu sesi takip ederdi. Günümüzde kullanılan 'kös kös
dinlemek' deyiminin de buradan geldiği söyleniyor. Eskiden Galata Kulesi'nde
çalınan çan, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
Kapının üstündeki yuvarlak kemerli pencere, askerler için
bir nöbet kulübesiydi. Yüksek giriş katı hariç dokuz katlı bir yapıdır.
Silindirik gövdenin pencereleri yuvarlak tuğla kemerlerdir. Direkt olarak konik
çatının altındaki son iki katın gelişimi, silindirik gövdeyi kaplayan profil
kalıpları ile göz önüne serilmektedir. Konik çatı altında zemini kaplayan metal
süslemeli bir seyir balkonu bulunmaktadır. Alt katta derin niş sütunlarda
yuvarlak kemerler ve yuvarlak tuğla kemerli pencereler vardır.
Bugün binanın üçüncü kata kadar olan kısmı Ceneviz, diğer
katları ise Osmanlı izleri taşımaktadır. Galata surlarının bakım ve onarım çalışmaları
1352'de başladı. Kulenin yanı sıra diğer 13 burç güçlendirilerek burç sayısı
40'a yaklaştı. Surlara 25 kadar kapı eklendi. En önemlisi Galata Kulesi ve
burçları bir yer altı tüneliyle birbirine bağlanmıştı. Sadece bir kişinin
yürüyebileceği büyüklükte inşa edilen bu tüneller, 1964 yılında başlayan
restorasyon çalışmaları sırasında keşfedildi. 66.90 metre uzunluğundaki kule sadece turistik bir cazibe
merkezi olarak hizmet veriyor ve ziyaretçiler balkondan 360 derecelik muhteşem
bir İstanbul manzarası için tepeye tırmanmak için sıra bekliyor. Neyse ki,
asansör ziyaretçileri yedi kata çıkarıyor, ancak son iki kata sadece
merdivenlerden çıkılarak ulaşılabilir. Galata kulesine giriş ücreti 30 TL dir.
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz